HAYIRLI YARINLAR
TÜRKİYE!
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kapatılması için Cumhuriyet Başsavcısı tarafından dava açıldı.
Hiç kimse aaaaaaaaa nasıl olur demesin? Görünen köy kılavuz istemez!
Hiçbir siyası parti AKP kadar Cumhuriyet'in temel taşlarına dinamit koymak için uğraş vermedi!
Hiçbir iktidar AKP iktidarı kadar Cumhuriyeti, Atatürk ilke ve devrimlerini yok saymadı. Hiçbir iktidar AKP iktidarı kadar vatandaşlar arasında ayrım yapmadı.
Hiçbir iktidar Ülke içinde ve yurt dışında bu denli sorumsuzca borçlanmadı!
Hiçbir iktidar AKP iktidarı kadar AB nin her dediğini emir telakki edip yerine getirmedi!
Hiçbir iktidar AKP iktidarı gibi ABD nin emir kulu duruma düşmedi!
Hiçbir iktidar, ülkesinin değerlerini yabancılara peşkeş çekmedi!
Nasıl mı?
İşte böyle:
Hiçbir iktidar borsayı yabancı iştirakçilere bu kadar açmadı, hiçbir iktidar borsanın %70 lik payını yabancıların eline bırakmadı!
Hiçbir iktidar özelleştirme adı altında ülkeyi yabancılara peşkeş çekmedi!
Hiçbir iktidar sudan ucuz fiyatlarla ülkenin değerleri olan büyük kuruluşları satmadı!
Hiçbir iktidar ülke sınırları içinde toprak satışına "Evet" demedi!
Merak ettim de internet sitelerinde dolaştım bir süre meğer daha neler varmış?
Tam tamamına 123 büyük kuruluş özelleştirme adı altında satılmış, peşkeş çekilmiş!
Satışlar ya direkt olarak yabancı şirketlere satılmış veya büyük ortakları yabancı şirket olanlara!
İşte birkaç örnek:
SÜMERBANK İngilizlere satılmış. 24 Fabrika veya büyük işyeri/alanı elden çıkmış!
SEKA Yunanlılara satılmış ve 10 büyük fabrika veya işyeri/alanı elden çıkmış!
ŞEKER Fabrikaları İsrail'e satılmış ve tam 28 fabrika elden çıkmış!
TEKEL Fabrikaları İsrail'e satılmış ve 26 fabrika, işyeri/alanı elden çıkmış!
PETKİM Amerikalılara satılmış ve tam hayati önemi haiz 19 büyük fabrika/tesis/işyeri/iş alanı elden çıkarılmış!
TÜPRAŞ Amerikalılara satılmış, 4 adet dev tesis elden çıkarılmış!
TELEKOM Amerikalılara satılmış, böylece bütün ülke yabancılar tarafından dinlenir hale getiriLMİŞ!
LİMANLAR Yunanistan'a satıldı ve 13 liman elden çıkarılmış oldu!
Özelleştirme adı altında satılanlar daha da uzatılabilir ama gerek yok, durum ortada!
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan Tekel'i satarken ne diyordu; "Babalar gibi satarız"; Şeker Fabrikalarını satarken "Kâr edeni de satarız zarar edeni de", Pektim için; "Ülkenin işgal altında olduğunu söylüyorlar. Gelsin işgal etsinler"; Tüpraş satılırken "Parayı veren düdüğü çalar"; Limanlar satılırken "Ne banka bırakacağız, ne fabrika, ne de işletme. Liman da bırakmayacağız, hepsini satacağız".
Bir diğer bakan da; Yani Binalı Yıldırım Telekomu satarken "20 bin dolar veren kızımızı görür" diyordu.
Bütün bunlar, çoğunluğun azınlığa tahakkümüydü, ama anlamak istemiyorlardı. Aslında %46.7 ile azınlıktaydılar ama bunu kabul etmediler, edemediler; mütevazı, serinkanlı, tedbirli olamadılar; hep önyargılı olup, öyle hareket ettiler. Böyle yapınca da hem çuvallar dolusu inciri berbat hemde ülkenin de içine ettiler!
Gelinen nokta 14.03.2008 günü Merkez Bankası Başkanının açıklamasıyla belirlendi "İflas ediyoruz". Merkez Bankası Genel Müdürü iki yıldan beri uyarıyor ama dinleyen yok! Dinlemeyenler kim, onu oraya getirenler! Aslında biraz da dava arkadaşları! Çünkü onlardan biri olmasaydı o makama onu getirmezlerdi!
Daha neler neler; türbanı, caddede yolda yürüyen her hangi bir hanımın donu ile karıştıranlar bu ülkede söz sahibi olursa elbette ki bugünkü durumdan daha iyisi olmazdı.
Memuru, işçiyi, küçük esnafı yok say; kadınlarımızı ayrıma tabi tut; YÖK'ü sistem dışına itmek için savaş ver; kız öğrencileri istismar ederek türbanı gündemden düşürme; yargıya müdahaleden geri durma; usulsüz atamalarla yandaşlarını köşe başlarına koy; ne ile dolduğu belli olmayan havuzdan yaratılan imkânlarla fakir vatandaşı zavallı durumuna, dilenci, muhtaç duruma getir; öğretmenleri sizden bizden diye ayrıma tut sonra da…
EVET SONRA DA iktidar partisi olarak kapatılması durumu ile baş başa kal! Bu belki de bir ilktir siyasi tarihte. İktidarda olan bir partinin kapatılması istemi hangi ülkede görüldü?
Aslında Cumhuriyetin altına oymak için tohumlar: Milli Kalkınma Partisi (1945), Dinci Arıtma Koruma Partisi (1946), dinci Sosyal Adalet Partisi (1946), İslam Koruma Partisi (1946), Türk Muhafazakâr Partisi (1947) ve Demokrat Parti'nin kurulduğu yıllarda atıldı ve devam ettirildi. Örümcek ağını örer gibi sinsi planlarını uygulamak için çalıştılar. Bu partiler kapanınca yenileri açıldı. Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi hepsi de aynı yolcuları taşıyan gemilerdi ve kayalara toslayarak battılar, kapatıldılar… Onlardan iki parti ortaya çıktı. Saadet Partisi ve Adalet ve Kalkınma Partisi… Saadet Partisi kabuğunu kıramazken, ABD de AB den destekli AKP iktidar oldu!
Oldu da ne oldu? Yanlışlara devam ettiler ve yine kayalara çarptılar. Bekliyoruz, göreceğiz!
Her şeyin hayırlısı! HAYIRLI YARINLAR TÜRKİYE!
15 Mart 2008 Cumartesi
10 Mart 2008 Pazartesi
YALAN SÖYLEMEYİN BE!
Türkiye’deki işsiz sayısı, nerde ise AB ülkelerindeki toplam sayıdan daha fazla! Üç milyon açık, on milyona yakın gizli işsiz var! Sermayedar çok, iş alanı fazla, işçi alan yok!
Sendikalı işçiler dışında zam alan işçi de yok, zam veren işveren de yok! İşveren işini yürütme politikasında mahir, iktidar onu patronu kollamakta cesur ve azimli!
Çalışır görünen içlerin büyük çoğunluğu asgari ücrete talim ediyor! Sadece sendikalı işçiler kısmen zam alabiliyor!
Karısı çalışmayan bir çocuklu ve asgari ücretli ev kirası veriyorsa, o aile yaşamıyor demektir. Eğer yaşıyorsa, kesinlikle emekli ana ve babasına el açmaya devam ediyordur.
Hükümet ekonomik politikada istikrarın yakalandığını söyleyip duruyor. Enflasyonun tek haneli rakamlara indiğini müjdeliyor. İnanan inanıyor, inanmayanlar da rahmet okuyor!
Dolaştım çarşı pazarı, sorup soruşturdum. Bazı temel gıda maddelerinin 2007 yılındaki satış fiyatı ile 2008 yılındaki satış fiyatlarını tespit ettim. Gülmek mi, ağlamak mı lazım karar veremedim! Ağlasam zavallı, gülsem deli derler bunu biliyorum. Ben de tespit ettiğim fiyatları sıralıyorum:
Kilo Kilo
Gıda 2007 fiyatı 2008 fiyatı Artış
Kırmızı mercimek 1.15 2.20 %91
Yeşil mercimek 1.35 2.20 %62
Nohut 1.90 2.65 %39
K.Fasulye (Erzincan) 3.00 4.75 %58
K.Fasulye (Niğde) 3.00 4.20 %40
Bulgur 1.00 1.60 %60
Pirinç (Gönen Baldo) 2.20 3.00 %36
Piriç (Trakya Baldo) 1.35 2.00 %48
Filiz Makarna 0.45 0.90 %50
Toz şeker 1.60 2.10 %31
Biryağ (5 Kg) 12.50 18.50 %48
Yudum (5 Kg) 13.50 19.50 %44
On iki kalem gıda maddesinin fiyatları ile bir yıl sonunda ki artışları ve artış yüzdeleri görüldüğü gibi müthiş! Artış rekoru ise %91 ile fakir yiyeceklerinden kırmızı ve yeşil mercimekte. Onları kuru fasulye ile bulgur izliyor. Ortalama gördüğü zam ise %50,5 asgari ücretliye hayırlı olsun!
Sabuna göz attım, çok lüzumlu çünkü. Hacı Şakir’in kilosu 1.60 dan 2.20 ye yükselmiş artış %37.5. Diğerlerin her iki fiyatını yazmak yerine yüzde olarak artışı yazmayı uygun gördüm. Dikkatle okuyalım: Limon %126, Bal %35, Tavuk %27, Tereyağı %25, Beyazpeynir %20, yoğurt %17.5, süt %12 ve salça %17 artışla yarışa devam ediyorlar. Domates, biber, taze fasulye gibi serada yetişen gıda maddelerini yazmanın anlamı yok! Yazarsan aradaki fark korkunç boyutlara ulaşır!
İşçisine asgari ücret verenlerin her halde biraz daha anlayışlı olması gerekmiyor mu bu durumda? İzan ve insaf sahibi her işveren işçimin karnı doymalı diyebilecek kadar hayırlı düşünceye, insancıl düşünce ve davranışa sahip olursa sosyal dayanışmada pekişme olur! Böyle olurca, çocuklar vitrine saldırıp iki elma kapıp kaçmazlar! Dolaysıyla da gasptan yıllarca ceza alıp hapishanelerde çürümezler! “Ben hırsızsam siz de insan değilsiniz diye haykırmazlar!”
“Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar” ata sözü ne kadar anlamlı değil mi? Daha iyiyi bulabilmek için kulvar değişen zavallı halk kendisini ORKOZA kaptırdı kurtaramıyor. Hangi tarafa kulaç atsa bir başka akıntının içine giriyor! Biraz ses çıkarana, biraz mücadele edene önce sosyalist, komünist daha sonra da anarşist deyip işin içinden çıktılar. Diğer cepheden feryat başlayınca faşistlikle, goşistlikle, kafatasçılıkla suçlandılar… Tepelerine tepelerine binildi ve sindirildiler.
Yıllar yılları kovaladı ama değişen bir şey olmadı; yol aynı yolcu aynı; güdülen de aynı! Asgari ücrete talim eden işçi, sigortası dahi yapılmayan kaçak çalıştırılanlar; küçük esnaf ve memur!
Varsın dünya zenginler listesine otuz Türk işadamı girsin. Varsan kişi başına yıllık milli gelir 7 bin dolar olsun; varsın bu yolun sonu kalkınmadır denilsin hepsi hava! Hiç biri asgari ücretliyi ilgilendirmiyor. Zira; doğalgaza, elektriğe, suya yeni zam yapıldı, ekmeğe de ha yapıldı yapılacak! Açlık diz boyu, gayya kuyusuna düşmüş zavallı kurtaranı yok!
Havuzda toplanan paralarla (ne havuzuysa bu?) yandaşlara dağıtılan kömür, odun ve ayda bir poşet gıda ile güdülen duruma düşürülen insanlara reva görülen bu rezalet sonucu kotarılacak oylar, İKTİDARIN devamını bir süre daha sağlasa da siyaset okulunu çıkar için kullananlar elbette ki bir gün hakkın tokadını yiyecek ve yaptıklarından utanacaklardır!
Aman unutulmasın 2008 yılında işçiye memura zam yüzde 4 ile yüzde beş arasında olacak, herkes hayrını görsün!
İbrahim BALCI
Türkiye’deki işsiz sayısı, nerde ise AB ülkelerindeki toplam sayıdan daha fazla! Üç milyon açık, on milyona yakın gizli işsiz var! Sermayedar çok, iş alanı fazla, işçi alan yok!
Sendikalı işçiler dışında zam alan işçi de yok, zam veren işveren de yok! İşveren işini yürütme politikasında mahir, iktidar onu patronu kollamakta cesur ve azimli!
Çalışır görünen içlerin büyük çoğunluğu asgari ücrete talim ediyor! Sadece sendikalı işçiler kısmen zam alabiliyor!
Karısı çalışmayan bir çocuklu ve asgari ücretli ev kirası veriyorsa, o aile yaşamıyor demektir. Eğer yaşıyorsa, kesinlikle emekli ana ve babasına el açmaya devam ediyordur.
Hükümet ekonomik politikada istikrarın yakalandığını söyleyip duruyor. Enflasyonun tek haneli rakamlara indiğini müjdeliyor. İnanan inanıyor, inanmayanlar da rahmet okuyor!
Dolaştım çarşı pazarı, sorup soruşturdum. Bazı temel gıda maddelerinin 2007 yılındaki satış fiyatı ile 2008 yılındaki satış fiyatlarını tespit ettim. Gülmek mi, ağlamak mı lazım karar veremedim! Ağlasam zavallı, gülsem deli derler bunu biliyorum. Ben de tespit ettiğim fiyatları sıralıyorum:
Kilo Kilo
Gıda 2007 fiyatı 2008 fiyatı Artış
Kırmızı mercimek 1.15 2.20 %91
Yeşil mercimek 1.35 2.20 %62
Nohut 1.90 2.65 %39
K.Fasulye (Erzincan) 3.00 4.75 %58
K.Fasulye (Niğde) 3.00 4.20 %40
Bulgur 1.00 1.60 %60
Pirinç (Gönen Baldo) 2.20 3.00 %36
Piriç (Trakya Baldo) 1.35 2.00 %48
Filiz Makarna 0.45 0.90 %50
Toz şeker 1.60 2.10 %31
Biryağ (5 Kg) 12.50 18.50 %48
Yudum (5 Kg) 13.50 19.50 %44
On iki kalem gıda maddesinin fiyatları ile bir yıl sonunda ki artışları ve artış yüzdeleri görüldüğü gibi müthiş! Artış rekoru ise %91 ile fakir yiyeceklerinden kırmızı ve yeşil mercimekte. Onları kuru fasulye ile bulgur izliyor. Ortalama gördüğü zam ise %50,5 asgari ücretliye hayırlı olsun!
Sabuna göz attım, çok lüzumlu çünkü. Hacı Şakir’in kilosu 1.60 dan 2.20 ye yükselmiş artış %37.5. Diğerlerin her iki fiyatını yazmak yerine yüzde olarak artışı yazmayı uygun gördüm. Dikkatle okuyalım: Limon %126, Bal %35, Tavuk %27, Tereyağı %25, Beyazpeynir %20, yoğurt %17.5, süt %12 ve salça %17 artışla yarışa devam ediyorlar. Domates, biber, taze fasulye gibi serada yetişen gıda maddelerini yazmanın anlamı yok! Yazarsan aradaki fark korkunç boyutlara ulaşır!
İşçisine asgari ücret verenlerin her halde biraz daha anlayışlı olması gerekmiyor mu bu durumda? İzan ve insaf sahibi her işveren işçimin karnı doymalı diyebilecek kadar hayırlı düşünceye, insancıl düşünce ve davranışa sahip olursa sosyal dayanışmada pekişme olur! Böyle olurca, çocuklar vitrine saldırıp iki elma kapıp kaçmazlar! Dolaysıyla da gasptan yıllarca ceza alıp hapishanelerde çürümezler! “Ben hırsızsam siz de insan değilsiniz diye haykırmazlar!”
“Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar” ata sözü ne kadar anlamlı değil mi? Daha iyiyi bulabilmek için kulvar değişen zavallı halk kendisini ORKOZA kaptırdı kurtaramıyor. Hangi tarafa kulaç atsa bir başka akıntının içine giriyor! Biraz ses çıkarana, biraz mücadele edene önce sosyalist, komünist daha sonra da anarşist deyip işin içinden çıktılar. Diğer cepheden feryat başlayınca faşistlikle, goşistlikle, kafatasçılıkla suçlandılar… Tepelerine tepelerine binildi ve sindirildiler.
Yıllar yılları kovaladı ama değişen bir şey olmadı; yol aynı yolcu aynı; güdülen de aynı! Asgari ücrete talim eden işçi, sigortası dahi yapılmayan kaçak çalıştırılanlar; küçük esnaf ve memur!
Varsın dünya zenginler listesine otuz Türk işadamı girsin. Varsan kişi başına yıllık milli gelir 7 bin dolar olsun; varsın bu yolun sonu kalkınmadır denilsin hepsi hava! Hiç biri asgari ücretliyi ilgilendirmiyor. Zira; doğalgaza, elektriğe, suya yeni zam yapıldı, ekmeğe de ha yapıldı yapılacak! Açlık diz boyu, gayya kuyusuna düşmüş zavallı kurtaranı yok!
Havuzda toplanan paralarla (ne havuzuysa bu?) yandaşlara dağıtılan kömür, odun ve ayda bir poşet gıda ile güdülen duruma düşürülen insanlara reva görülen bu rezalet sonucu kotarılacak oylar, İKTİDARIN devamını bir süre daha sağlasa da siyaset okulunu çıkar için kullananlar elbette ki bir gün hakkın tokadını yiyecek ve yaptıklarından utanacaklardır!
Aman unutulmasın 2008 yılında işçiye memura zam yüzde 4 ile yüzde beş arasında olacak, herkes hayrını görsün!
İbrahim BALCI
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)