15 Aralık 2008 Pazartesi

NE KADAR ERMENİYİZ?


Agos Gazetesi genel yayın yönetmeni Hrant Dink güpe gündüz, hem de kendi gazete binasının önünde ve üstelik ana cadde üzerinde acımasızca öldürüldü. Cinayetlere, soygunlara, soysuzluklara, yolsuzluklara üzülürüz. Üzülmeliyiz de. Aslında üzülmeyen de olmaz! Üzülmeyenler; bir an varsa kini; belki “Oh iyi oldu” der ama bir süre sonra “Yazık oldu” diyerek gerçeğe gelir. Çünkü Türkler duygusaldır, merhametlidir.
Ermeni vatandaşların Türkiye genelindeki sayısı yirmi beş otuz bin arasında iken Hrant Dink’in öldürülüşü ile bu sayının yüz binlere ulaşmasına şaşırdım kaldım.
Ne kadar çok Ermeni vatandaşımız varmış, hayret etmemek elde değil! Ermeni misyonerler ile Ermeni diyasporası bilseler ki; her tanınmış bir Ermeni’nin öldürülmesi ile Ermeni nüfusu yüz bin artacak, hiç şüphem yok; her on beş yirmi günde bir şöhretli Ermeni’yi öldürterek bir yılda bir milyon nüfusa ulaşırlar! Ermeni olmak ne kadar kolaymış be!
Cenaze tertip komitesi adına toplantılar yapanlardan DİSK ve ÖDP Genel Başkanları ve diğerleri siz kimsiniz? Size herkesi Ermeni yapma, “Hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Hrant Dink’iz, Hepimiz Ermeniyiz” pankartlarını yaptırma, açtırma ve taşıtma hak ve yetkisini kim verdi? Sizler kendinizi ne zannediyorsunuz ki? Sizler sadece şamatalı günlerin kabadayılarısınız! Tedirginliğin hüküm sürdüğü günde açığa çıktınız, kolluk güçlerinin “Aman olay çıkmasın” anlayışı ile hareket etmesinden yararlanarak beyninizdeki melanet duygularını pankartlara döktünüz!
Sizler milli ve manevi duygularını kaybetmiş, fikir yobazı olarak yürümeye “Biz Ermeniyiz, Hrant Dink’iz” diye bağırmaya devam edin! Sizler, sizin gibiler ve ülkemiz aleyhine konuşarak gündemde kalmak isteyenler bir an olsun aynaya baksalar; o yüzlerin kendi yüzleri olmadığını göreceklerdir!
Türklük; hoşgörülü, saygılı olmak; sevmek, düşküne, yolda kalana el atmak, muhtaca yardımcı olmaktır. Türklük; vatanını sevmek, bayrağı ve şehit kanları ile yoğrulmuş toprağı uğruna canını vermektir!
Müslüman Türk “Dinde zorlama yoktur” (Ayet) hükmüne uyar; “Kitap ehline dokunmayın” (Ayet) emri ile hareketle diğer din mensuplarına hoşgörü gösterir.
Dünyanın her bir yanında ehli salipler ülkemizi parçalamak, yok etmek için uğraşıp duruyor! Onlar dışardan; beyni dışardan kumandalı bizimkiler de içerden! Hirant Dink’in ölümü ile bunu bir daha gördük. İlk günün ürkütücü sessizliğinden sonra iyice görmeye başladık. Ekranlardan, gazetelerden sıçraya sıçraya; caddelere, sokaklara taştı kalabalık; “Hepimiz Hrant Dink’iz, hepimiz Ermeniyiz” diye bağıra bağıra! Çok değil bir hafta içinde spor alanlarına indirildi olay! Hem de halkın bölünmesi pahasına! İşte Malatya’da, Trabzon’da olanlar! İzmir, Ankara, İstanbul ve diğer yerlerde olanlar! Nerde ise kan gövdeyi götürecek…
Göğsünü gere gere “Ben Ermeni’yim, ben bu ülkenin Ermeni’siyim. Diyasporanın isteğine de Ermenistan’ın isteğine de karşıyım” diyen Hrant Dink yaşasaydı göreceklerinden hayret eder, küçük dilini yutardı!
Birkaç aklı selim kalem erbabı hariç Hrant Dink olayına cankurtaran simidine sarılır gibi sarıldı basınımızın isimli, isimsiz yazarları. Bir grup ise insani duygulardan uzak “Oh oldu” der gibi yazıp çizdiler…
Tarih kulvarında kısa bir gezinti yaparsak görürüz ki; Ermeniler Osmanlılar döneminde muteber teba idiler. Osmanlı İmparatorluğunun dış siyasetini onlar yürütüyor, ticareti ve sanatı yıllar yılı ellerinde tutuyorlardı. Siyasetin mimarı, şarkılarının bestekarı, ticaret ve sanatın erbabı oldular. Sonra da dış odakların oyuncağı! 93 (1877) Harbinde başladı isyankarlıkları, sonra devamı; Birinci Dünya Savaşı ve Rusya’nın Kafkaslardan ilerlemesi. Kars, Erzurum, Rize, Trabzon, Van, Diyarbakır ve diğer şehirlerin işgali… İşgal edilen topraklar, katledilen Türk halkı ve tehcir olayı! Bu zor yolculuk sırasında meydana gelen nahoş olaylar! İttihatçı liderlerin teker teker Ermeni canilerce katledilmeleri!
Unutulmasın İstanbul’da Osmanlı Bankası baskınında dökülen kanlar; Padişah II. Abdülhamit’e yapılan ve günahsız insanların ölümüne neden olan suikast! Bu olayların tamamında dışardan yönlendirilen Ermenilerin acımasızlığı var! Yani “Millet-i Sadıka” nın (Padişaha, Osmanlıya sadık Ermeniler) vefasızlığı, inadı, düşmanlığı, kini ve hoş görüsüzlüğü var! Elbetteki bu kadar değil; eli öpülesi, omuzlarda taşınasılar da var, olacaktır da! Terziyan, Papazyan, Hogasyan, gazi Dacar Efendi, Erzurum mebusu Varteks Efendi, Berç Keresteciyan, Boğazlar kontrol görevlisi Davit Sehakkuli ve Anadolu Kavak Limanlar Depo Çavuşu Karabet Efendiler… Hele son ikisi Davit Efendi ile Karabet Efendiler (Büyükdereli) milli mücadele sırasında verdiği hizmetler nedeni ile göğüslerine istiklal madalyası takılanlardan! Yani unutulmayanlardan!
Hiç rahat bırakılmadı Ermeniler, devamlı olarak yırt dışından tahrik edildiler. Amerika’dan, İngiltere’den, Almanya’dan, Fransa’dan, İsveç’ten, Yunanistan’dan yönlendirildiler.
Dün Taşnak ve Hıncak adıyla kanlı ihtilal örgütleri vardı, 1970 li yıllarda ASALA adıyla hortladılar. Ellerinde silah ve bulundukları ülkenin müsahamaları ile süper devletlerin başkentlerinde diplomatlarımızı acımasızca öldürdüler. Tam 53 diplomat ve görevli şehidimiz ASALA kurşunu ve bombaları ile can verdi.
Hrant Dink’in cenaze törenini düzenleyenlere sormak gerekir “Öldürülen Türk diplomatların ve elçilik görevlilerinin cenazelerine Ermeniler, Ermeni yetkililer katıldılar mı?” diye!
KATILMADILAR!
Ne günlere kaldık be! “Ölen öldü, kalan sağlar bizimdir” demiyorum, asla böyle bir düşünceye sahip değilim. Ölen meslektaşımıza da, ne yaptığını ve neye mal olacağını bilmeden tetiği çekene de yazık oldu. Ama en çok da “Ben Ermeni’yim” diye bağıranlara yazık oldu. Zira, bence ihtida ettiler, dinlerinden oldular!
Ama kazananlar da var. Kim mi? Tetiği çektirenler! Ülkemiz üzerinde oyun oynayanlar! Bor, manganez, krom, altın gibi yer altı ve yer üstü kaynaklarımıza göz koyan milliyetsiz yerli ve yabancı büyük sermaye; CIA, MOSSAD ve diğerleri; yerli taşörenler; ülkemizin güney doğusunu ve Irak’ı kan gölüne çevirenler ve bir de ülke gerçeklerini görmek istemeyenler!
“Geç gelen adalet, adalet değildir” derler. Bu nedenle, yakalanan tetikçiden ve yönlendirenlerden sonra en kısa zamanda tetiği çektiren odağın da bulunması dileği ile Hrant Dink’e toprağın bol, ailesine de başınız sağ olsun derim.

İbrahim BALCI

Hiç yorum yok: