
Her dinde dine karşı olanların hesabı görülür!
Her ülkede ülkenin bütünlüğüne kastedenlerin hesabı görülür!
Her iktidar; ister Padişahlık, ister krallık, ister demokrasi ile yönetilen ülkeler olsun, iktidarda olanlar, ülkenin bütünlüğüne kastedecek hareketlere muhatap olduğunda adalet mekanizmasını işletir, yargı kararını verir, ülke bütünlüğüne kastedenlerin hesabını görür,
On dokuzuncu yüzyılda başlayan yaygın demokrasi hareketleri yirminci yüzyılda en üst düzeye çıkmasına karşın fazla değişen bir şey olmadı. İktidarlar siyasal güçlerinin devamı için de olsa aslında ülke bütünlüğünü ön düşünce kabul ederek, asi olarak vasıflandırdığı rejim düşmanlarını yargılar en ağır şekilde cezalandırır. Bu olay tarihin her döneminde böyledir. Böyle geldi, böyle gidiyor, böyle gidecek!
Çok uzağa gitmeyelim, Osmanlı İmparatorluğu dönemini ele alalım: Yüzlerce olayla şaşkına döner insan! İdam edilen mi? Boynu vurulan mı? Boğazlanan mı? Küreğe vurulan mı ararsın? Ne ararsan ara her birinden bolca bulunur. Bir bardak limonata parasına bir kellenin gittiği; bir ayrandan ucuza bir aydının Fizan’a sürüldüğü, cep harçlığına bir sadrazamın boğdurulduğu; bir hatırlı selam için bir paşanın başının kesilip tepsi içinde teşhir edildiği olurdu!
Osmanlılarda; Birinci Osman amcası Dündar Beyi öldürerek başa geçti! Böyle başladı öldürmeler, boğdurmalar devam etti. Birinci Murat, Orhan’ın çocukları Halil ile İbrahim’i öldürttüğü gibi tehlikeli gördüğü kendi oğlu Savcı’yı da öldürttü. Ülke bütünlüğü için olacak; kardeşleri Ahmet, Mahmut ve Yusuf’un gözlerine mil çektirdi, Mustafa’yı ortadan kaldırttı. Bundan sonra durmak bilmedi öldürmeler, boğdurmalar!
Otuz yıl devletin en yüce katında sadrazam olarak görev yapan kudretli Çandarlı Halil Paşa da kurban gidenlerden biridir. İstanbul’un fethini geciktirdi iddiasıyla Kayınpederi Zağanos Paşanın dolduruşuna gelen Fatih Sultan Mehmet, aslında babasını kendi yerine iki kez tahta çıkaran Çandarlı Halil Paşa’dan intikamını kudretli Sadrazamını öldürtmekle aldı. Sonra da meşhur Fatih Kanunnamesini çıkardı. Bu Kanunname (Yasa) ile güvenliğini sağlama aldı. Bu yasaya göre “Osmanlı Padişahları bundan böyle taht ve saltanatını güvenliğini korumak için kardeşlerini öldürebilecekleri…” ni hükme bağlandı. Bu yasa ile Fatih Sultan Mehmet işe önce kendi kardeşinden başladı ve idamlar, boğdurmalar,öldürmeler bütün hızı ile devam etti.
Unutmayalım Padişah Yavuz Sultan Selim Han da babası İkinci Beyazıt’ı hallettikten sonra, Sadrazamı Koca Mustafa Paşayı da öldürterek yoluna devam etti.
İktidarını sağlam temeller üzerinde oturtan ve devamını temin için Kanuni Sultan Süleyman da Sadrazamı Frenk İbrahim Paşayı boğdurtarak yerini sağlamlaştırdı. Kanuni aslında iktidarı için kendisine büyük rakip olarak gördüğü veliaht oğlu Mustafa’yı yardakçılarının tahrikleri sonucu cellatlara teslim ederek boğdurttu.
Bu liste uzar gider… Bir kaleyi alamadı diye idam, bir yenilgi aldı diye boğdurma, yeniçeriler istedi diye parçalattırma, hanım sultan diretti diye deri yüzdürüp öldürtme, huzurdan çıkarken cellatların eline teslim edilerek ortadan kaldırtma! Böyle devam etti büyük Osmanlı İmparatorluğunun hakimiyeti ve padişahların iktidarı!
Demek ki ülke bütünlüğü kolay devam ettirilemiyor, çok büyük beceri, çok büyük uğraş ve özveri istiyor!
Günümüzde iktidarlar siyasal alanda yeteri kadar basiret gösteremediğinden önce istikrarsızlık, sonra kaos ve takiben anarşi ortamı doğuyor; dış güçlerin de ayrılıkçılara verdiği destek ve tahrikleri ile ülke bütünlüğüne kastedecekler azdıkça azıyor!
Yirmi yılı aşkın süredir PKK denilen ayrılıkçı çete “Kürtlerin hak” diye diye Kürtleri inim inim inletiyor. Türkiye’yi bölmek parçalamak için her şeyi yapıyor. Akıttıkları kan göl olmuş, Zap suyundan fazla akıyor…
Yahu atı alan Üsküdar’ı geçiyor, ülke elden gidecek! Yirmi otuz yıl evvel sağ sol olaylarının tahriki neticesi genç fidanları ipe gönderenler bugün neden bu kadar sessiz ve durgun. Dün iki soru ile sorguyu tamamlayıp cezayı basanlar bugün neden suskun!
Nerede iktidar koltuğundaki güçlüler, nerede ülkesini en az Padişahlar kadar seven iktidar ve devletin ali menfaatlerini korumakla görevli yöneticiler? Padişahlar; ülkesi için, saltanatı için tehlikeli gördüklerini ipe göndermekte çekinmezken, siz neyi bekliyorsunuz? Neden bekliyorsunuz? El bebek gül bebek, koruma altında ve doktor kontrolünde beslenen çete başı kanlı katil keyif sürerken, bu ülke için vatani görevini yapan genç Mehmetleri şehit veriyoruz! İmandan, vatan sevgisinden ve insanlıktan yoksun bir cani ve canavarın beslenmesi öte dursun; ya hala ülke bütünlüğünü bozmak, parçalamak isteyen ve hala İmralı sakinini savunan ve ona af isteyen seçilmişlere “Dur” diyen olmayacak mı? Bu seçilmişlerin her birinin konuşmaları incelenirse ne denli ülke bütünlüğünün karşısında oldukları görülür.
Bunlar bir kaleyi feth edemeyen Osmanlı Paşasından daha mı suçsuz? Küreğe vurulan, idam edilen, cellatlara teslim edilen sadrazam ve vezirlerden daha mı zararsızlar?
Yasa! Elbetteki yasa! Yasaya uymak lazım! Devlet adamı denince ilk akla gelenlerden biri olan ve kendisine Halife-i ruy-i zemin (Yer yüzünün halifesi) denilen Fatih Sultan Mehmet‘in çıkardığı yasaya yani Fatih Kanunnamesine bir süre uyulsun da ülke bütünlüğü için bir güzel temizlik yapılsın!
“Demokrasiye geçildi, bunlar yapılamaz” diyenler çekinmesinler. Dondurulan idam yasasını işletsinler, yani mevcut yasaları uygulasınlar o da yeter! Ama yürek ister. ABD ve AB‘nin istek ve önerileri yasalarımızdan önce geldiğine göre… Çok daha Mehmetleri şehit veririz.
Yasa koyucular maaşlarınızı artırma gayreti içinde olduğunuz da bir yasa teklifi yaparak, askıya alınan idam kararlarının uygulanması için ”Vatana ihanetçi karşılığı olarak verilen idam kararları derhal uygulanır” şeklinde ek yasa çıkarırsanız olmaz mı? Millet rahatlamaz mı? Ülke uğursuzlardan, arsızlardan, bölücülerden ve iç düşmanlardan temizlenmez mi? En azından caydırıcı olmaz mı?
Bazı ülkelerde ötenazi serbest bırakıldı. Bizim ötenazi de böyle olmalıdır. Hem ülke kurtulur, hem de ıslâh olmayan bölücüler, dış güçlerin kumandası altında ülke bütünlüğünü bozmaya çalışanlar, ayrılıkçılar ve piyonları kurtulur. Daha doğrusu memleket kurtulur memleket!
Vatan hainlerinden, vatana ihanet edenlerden, ayrılıkçılardan, bölücülerden kurtulmak için; yasa hükmü olarak verilen idam kararlarının uygulamaları değişik şekillerde de olsa; dün vardı, bugün de var, şüphesiz yarında olacak! O halde yapılacak iş, her zaman danıştığımız ABD de olduğu gibi idam kararlarını UYGULAMA olmalıdır.
İbrahim BALCI
Sarıyer 30.10.2007
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder