Kadın sevdi mi sever! Hem öyle bir sever ki sevdiği için
ölüme gözü kapalı gider. Cümle âlem başına kalksa, yaptığın yanlış dese
inanmaz, sevdiği için yapabileceği neyse onu yapar… İşte bu tür kadınlara ADAM
GİBİ KADIN denir. Yani o kadının erkekten farkı olmadığını anlatmaya çalışır.
İşte GÖRDESLİ MAKBULE böyle bir kadındır.
Düşman
sarmış dört yanı, Yunan İzmir’e çıkmış işgali başlatmıştır. İşgalle beraber
direniş de başlar. İnatçıdır Yunan ilerleyip durur. Binlerce askeri ile Manisa,
Aydın’ı alır ve ilerler Anadolu içlerine. Gördes’e ateş düşer. Yiğit
Gördesliler oturup duramazlar yerlerinde. Eli silah tutanlar bir araya gelerek
dağı mesken tutan çetelere katılıyorlardı.
Yunan
zalimce davranıyor, mezalim yapıyordu. Halil Efe (bazı kaynaklar Ali olduğunu
yazar) yeni evliydi. Eşine doyamamıştı bile. Ama ortada bir de vatan vardı.
Vatan zor durumdaydı. Vatanı savunanlar boğuşup duruyordu. Efe kararını veriyor
ve eve gidip eşi Gördesli Makbule’ye Yunanla savaşmak için çeteye katılacağını
söyleyerek silah kuşanıyordu.
Makbule
serinkanlı eşini dinliyor, gözlerinin içine bakıyordu. Efe bir çabukta
hazırlanıyor tüfeği elinde, mermilikleri belinde karısı Makbule’nin yanına
geliyor ve “Hakkını helal et, gidip de gelmemek var” diyordu. Eşi Gördesli
Makbule “Hele Dur Halil Efe, biraz soluklan” diyerek odadan çıkıyor ama çok
geçmeden Halil Efe’nin yanına geliyordu. Tepeden tırnağa silahlanmıştı, tek söz
ediyordu “Ben de selinle beraber geliyorum. Şehit olacaksak beraber olalım”…
Halil Efe mutlu, eşini alnından köyü terk ediyorlardı.
Halil
Efe’nin içinde olduğu çetenin bir savaşçısı da Gördesli Makbule’dir. Asker
elbiseleri içinde vuruşmaktadır. Sakarya Savaşı günlerce sürmüş ve Yunan
cephesi bozularak geri çekilmeye başlamış, Gördes, Sındırgı-Akhisar üçgeninde
cephe tutmuştur. Bu cephede yoğun savaşlar olmakta çeteler Yunan kuvvetlerini
bozmak için yoğun bir şekilde savaşmaktadır. Yunan bozulmuyor, üstelik
baskısını artırıyor, çete geri çekilecek duruma gelince siperde fırlayan koca
gelin Gördesli Makbule “Geri çekilmeyin, ilerleyin” diye bağırıyor ve hışımla
siperden fırlayarak düşman üzerine atılıyordu. Geri çekilmeyin, ilerleyin sözleri Gördesli Makbule’nin son sözleri
oluyor ve başından vurularak şehit düşüyor ve böylece Gördesli Makbule
efsaneleşiyordu.
Gördesli
Makbule Ali Ustazade Abdullah Efendinin kızı olarak 1902 de doğdu. 1921 de
Ustrumcalı Halil 1(Ali) efe ile evlendi. 17 Mart 1922 de başından vurularak
şehit oldu.
ÇETE EMİR
AYŞE
Doğum yeri
İmamköy (Aydın), Babası Mustafa Efendi, doğduğu tarih 1894 dür. Kocası Kayacık
köylü Mustafa’dır Çete Emir Ayşe’nin. Huriye ve Hafize adında iki kızı vardır.
Çete Emir Ayşe okula gitmemiştir, okuma yazması yoktur ama eli her işe
yatkındır. Duldur, yağız delikanlı olan kocası Çanakkale Savaşında şehit
olmuştur. Köyde iki küçük kızı ile baş
başa sakin bir hayat sürmektedir.
İzmir’in
işgali ülkeyi yangın yerine çevirir, canım İzmir işgal altındadır. Düşman Aydın’a doğru ilerlemektedir. Aydın’da
duramazdı. Yanında iki köylü kadın arkadaşı Menderes Nehrinin diğer tarafına
geçmeğe çalışmaktadır. Ama işleri ters gider ve iki arkadaşının kayıktan düşüp
boğulmaları üzerine geri döner. Birkaç gün düşünür, sonra kararını verir dağa
çıkacak ve Çeteye katılacaktır. Kocasından hatıra kalan elmas küpeleri satar ve
kendisine bir tüfek alarak çete olur, dağa çıkar Sancaktar Ali’nin çetesine
katılır. Artık Emir Ayşe Kuvayi Milliyeci bir çetecidir. Çok geçmez Sancaktar Ali’nin çetesi Yörük Ali
Efe’nin çetesine katılır. Çete Emir Ayşe artık Yörük Ali’nin çetesinin bir
savaşçısıdır.
Yörük Ali
Efe çetesi ile yunanlılara dağları, ovaları dar eder. Yunan ilerleyişini
durdurur, ani baskınlarla büyük kayıp vermelerini sağlar. İnönü Savaşlarından
sonra Sakarya Zaferi ve sonrasında Büyük Taarruz! Zafer kazanılmıştır. 7
Eylül’de Aydın Yunan’dan temizlenmiş ve kurtarılmıştır. Çete Emir Ayşe’nin işi
bitmiş ve kadın hali ile erkeklerle beraber verdiği mücadele sona ermiş köyüne
dönmüştür. Artık huzur içinde yaşayacaktır.
Savaş
sonrasında Aydın’a gelen Gazi Mustafa Kemal, Çete Emir Ayşe’nin de aralarında
bulunduğu kahramanlara İstiklal Madalyası takmıştır. Çete Emir Ayşe yakasına
madalyasının takıldığı anı unutamaz ve şöyle der: “Savaştım Yunan’a karşı,
elimde en değerli şey Atatürk’ün göğsüme taktığı İstiklal Madalyasıdır”.
Çete Emir
Ayşe savaş sonrası unutulmadı ve İmamköy Kahve Meydanında bir büstü yapılarak,
tarihe kayıt düşüldü. Çete Emir Ayşe Hanım 1967 de vefat etti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder