17 Kasım 2016 Perşembe

ANLATAMADIK GİTTİ! ALMAN PARLAMENTOSUNUN SOYKIRIM KARARI


Nihayet büyük dostumuz Almanya kararını verdi. Alman
 Parlamentosu geçen yıl yapamadığını bu yıl yaptı ve “Ermeni Soykırımı”
 olduğunu kabul etti.



Başbakan Markel ve partisi taktik icabı toplantıya katılmadı. Diğer
 partilerin hemen hepsi “Evet” oyu verdi. Olayı Alman parlamentosuna
 taşıyan bir Türk kökenli Milletvekili; Cem Özdemir…



Öteden beri tartışılır durur. Gelen giden hükümetler
 olayın “Tarihçiler tarafından değerlendirilmesi gerektiğini” söyler
 durur ama yabancılar bir türlü buna yanaşmaz. Türkiye tüm belgeler
 incelensin derken, Ermenistan buna yanaşmaz. Hatta Taşnak Lideri
 “Katliamı biz yaptık, iyi yapmadık” raporunu yazmasına karşın buna
 kendi yandaşlarını inandıramadığı gibi, hükümetimiz de konu üzerine
 durmasına rağmen sonuç alamadı.



Mehmet Perincek, genç bir tarihçi ve araştırmacı. Bu konu
 üzerine ısrarla gitti ve Rusya’da yaptığı arşiv çalışmalarında
 yüzlerce belge bularak soykırımın Ermenilerce yapıldığını belgelediği
 halde yine bir sonuç alınamadı.



Bir yerde eksiğimiz var ama bunu da bulamadı
 hükümetlerimiz. Konu ile ilgili tarihçilerimiz var: Yusuf Hacaloğlu,
 İlber Ortaylı, Erhan Afyonoğlu, Murat Bardakçı ve diğerleri… Şu veya
 bu tür düşünceler bir tarafa bırakılarak, Türk tarihçilerden birkaç
 ekip oluşturup, paneller, konferanslar vererek yabancı devletlerin
 siyasetçileri aydınlatılamadı, konunun tarihçilerin işi olduğu kabul
 ettirilemedi…



Ermeni katillerinin katliamları hiç durmadı ki… ASALA
 Ermeni örgütü yakın zamanda esip gürlemedi mi. 42 Türk hariciyecisini
 katletmedi mi?



Ermeni soykırım olayı olarak adlandırılan olay 1915 de
 yaşandı. Aslında olay çok daha önce başladı. Rusların kışkırtmaları
 ile yıllarca Türkler üzerine doğuda baskı kuruldu, Türkler öldürüldü.
 Hatta arka arkaya ayaklanmalar, başkaldırılar, isyanlar meydana
 getirdiler. Başkentin göbeğinde Osmanlı Bankası baskını yaptılar…



Neyse konumuz Alman parlamentosunun aldığı karar. Şu Alman
 milletinin ne kadar pespaye olduğu da bu kararla ortaya çıktı.
 Almanlar Osmanlı Devletinin yani Türklerin dostu bilinir. Bu
 dostluktur ki, Osmanlı Devletini I. Dünya Savaşının içine soktu. I.
 Dünya Savaşına girilirken Türk Genel Kurmayındaki görevliler kimdi?



Balkan Savaşları Osmanlı için hiç de iyi sonuç vermedi.
 Birinci Balkan savaşı kaybedilirken, ikincisi kazanıldı ve Edirne geri
 alındı. Ancak bu savaşlarda ordunun başıbozukluğu dikkat çekti.
 Orduyu toparlamak ve güçlü kılmak amacı ile Almanlarla anlaşma yapıldı
 ve Türk Ordusunu ıslah etmek amacı ile ALMAN ASKERİ MİSYONU KOMİSYONU
 kuruldu (14.12.1913). Başkanlığına da Alman Müşir’i Liman
 von Sanders getirildi. Bu komutan aynı zamanda I. Ordu Komutanı
 (1913-1915), 5. Ordu Komutanı (1915-1918), Yıldırım Orduları Komutanı
 (1918) olarak görev yaptı.



Türk Orduları Genel Kurmayı Birinci Başkanı da bir Türk
 değil Alman’dı. Alman Generali Firtz Bronsart von Schellendorf’du
 (19144-1917).



Tamamını yazmaya gerek var mı? Bilmiyorum ama şunları
 belirtmek yerinde olur. Türk Ordusunu islah etmek amacı ile kurulan
 askeri kurul 42 kişiden meydana geliyordu. Savaş süresince bu sayı
 70’şe ulaştı. Savaşın sonuna gelindiğinde ise Alman Subay sayısı 800
 ‘ü bulmuştu. Bu misyon dışında 23 general, 10 amiral olmak üzere 130,
 donanmada 60, toplamda 190 Alman Subay’a görev verildi.



Osmanlı Ordusunda 1913-1918  tarihleri arasında Harbiye
 Nazırı olarak Ahmet İzzet Paşa ile Enver Paşa görev yapıyordu. Ne var
 ki Ordu gücü ve yönetimi Almanların elindeydi…



Ermenilerin durmadan devam eden katliamları sonucunda
 Hükümet Tehcir karanını verirken, yayınladığı tamimle, Doğudaki
 Ermenilerin korunaklı bir şekilde tespit edilen bölgelere 
gönderilmesini istedi. Israrla da mallarına, paralarına
 dokunulmamasını, hastaların, sağlıksız olanların bakımlarının
 yapılması, zararlarının karşılanması için gereken önlemlerin
 alınmasını istedi… Tehcir (Zorunlu göç) böyle başladı… Ama doğuda o
 kadar büyük tahribat olmuştu ki, halkın inim inim inlediği, binlerce
 Türk’ün katledilerek toplu mezarlara gömüldüğü belgelendi. Tehcir
 sırasında göçen Ermenilere de saldırılar olmadı değil. Şöyle veya
 böyle… Hatta şekâvetin doğuda kol gezdiği o dönemde, sükuneti ve
 asayişi sağlamakla görevli birliklerin olayları önleyemediği gerçeği
 ortadadır


Tehcir tüm Ermeniler için değildi. İstanbul’daki,
 İzmir’deki, Ankara’daki veya diğer şehirdeki Ermeniler’e dokunulmadı
 bile… Ancak Milli mücadele başlamadan Anadolu’nun çeşitli
 şehirlerinden kendiliğinden göçenlerin olduğu da ortadadır.



Osmanlı sanatını, müziğini hatta harciyesini Ermenilere
 teslim edecek kadar olgun davranırken, onlara “Evladı Sadık’a” diyordu
 (Yani Osmanlının sadık evladı). Ama maalesef içlerinde sadık evlat
 olarak hayatını ortaya koyarak Milli Mücadelenin başarısı için savaş
 verenler olduğu gibi karşı duranlarda oldu. Ama bunların tamamı
 unutuldu…



Unutulmayan sadece Tehcir olayı oldu. Yüz yıldan beri bu
 olay pişirilip durur. Gündemden düşürülmez. Türkiye ne zaman güçlü
 iktidar ve hükümete sahip olur o zaman, bu olay hiç gündeme taşınmaz.
 Ne zaman iktidar zorla ayakta durur ya da uzun ömürlü olsa da halkı
 ile bütünleşemiyorsa, ülkede kaos oluyorsa, basın ve STK ları yeteri
 kadar etkinliğe sahip olamıyorsa, yabancı ülkelerle yeteri kadar
 diyalog kurulamıyorsa, yine yabancı ülkelerle dostluk anlaşmaları
 yerine krizler yaratılıyorsa; dün Osmanlı’ya “Hasta Adam” diyenler,
 Cumhuriyet döneminde de güçlü Türkiye’yi güç durumlara düşürmek için
 sinsi-açık ihanetlerine devam ediyorlar.



Ey tehciri soykırım kabul eden Almanlaşmış Türkler… Siz
 soykırım oldu diye el kaldırırken her hangi bir bilgiye sahip
 miydiniz? Yoksa ağızdan dolma tüfek gibi elalemin oyuncağı mısın? Sen
 ne yaptığının farkında mısın? “Red” oyu için el kaldıran Betine Kudla
 kadar bile topunuzun değeri yok. Tarihten nasibini almamış, Türk
 olarak kalbine nur dolmamış zavallılar. Reziller, utanmazlar. Cem
 Özdemir denilen zavallı ve Türk düşmanı…



Alman parlamentosunda KABUL oyu kullanan Almanlar. Siz
 haklısınız. Çünkü siz kapitalist/emperyalist bir ülkesiniz. Sizin
 geninizde menfaatten başka hiçbir şey yok. Siz taş adamsınız. Sizde 
yürek, sizde insaf, sizde hoşgörü, sizde insanlık, sizde dostluk yok.
 Siz de sadece kendi ve ülkenizin için menfaat anlayışınız var. Kendi 
menfaatiniz ve ülkenizin menfaati için tüm ülkelerin yer ile yeksan 
olmasını, ülkelerin batmasını, kişilerin ölmesini normal 
karşılarsınız… Ama hiç olmaz ise geçmişinize sahip çıkın ve bu karar 
parlamentoya götürürken, bir adım ileri çıkıp dününüzü düşünün…



Türk Genelkurmay Başkanı Alman Generali, diğer askeri 
yetkililer Alman… Bu demektir ki, varsa eğer Ermeni soykırımı bunu 
yapan siz Almanlarsınız… Sizin ağa babalarınızdır. Eğer Türk
Hükümetinin aldığı önlemleri uygulamayı takip etseydiniz, yapılanlara
izin vermeseydiniz, ne 515 bin Türk katliama uğrardı ve ne de
Ermeniler kazaya kurban giderlerdi…



Aklımı kurcalıyor da yazmadan edemiyorum. O dönemden önce 
Abdülhamit’in aşiret reislerine kurdurduğu Hamidiye Alayları
vardı. Her biri doğuda olagelecek olayları önlemek için kurulmuştu. 
Acaba tehcirde bu alay mensupları, keselerini doldurmak için
Ermenileri kırmış olmasın…



Türkiyemiz için her gün, bin bir türlü entrika
çevrilirken, ülkemizi yönetenlerin sadece BAŞKANLIK konusunu gündemde 
tutması, ülkemizin ne kadar zavallı durumda olduğunu göstermiyor mu?



Anayasayı ve yasaları hiçe sayan üst düzey yöneticilerin
ve hükümetin duyarsızlığı akıl alacak gibi değil… Sadece Büyükelçiyi 
geri çekmekle iş bitiyorsa, Türkiye’de bitiyor demektir…



Koy Alman mallarına ambargoyu, duyarlı halkımız 
kullanmasın Alman mallarını. Türkler çeksinler paralarını Alman 
bankalarından, Türkiye’de iş yapmalarına izin vermeyin, düşünülsün
daha ne gibi önlemler alınabilir ve uygulanabilir diye olsun bitsin…



Ama bu iş için KONUŞMAK değil, yürek ister yürek.


Yazan İbrahim Balcı

Hiç yorum yok: