Nihayet büyük dostumuz Almanya kararını verdi. Alman
Parlamentosu geçen yıl yapamadığını bu yıl yaptı ve “Ermeni
Soykırımı”
olduğunu kabul etti.
Başbakan Markel ve partisi taktik icabı toplantıya
katılmadı. Diğer
partilerin hemen hepsi “Evet” oyu verdi. Olayı Alman
parlamentosuna
taşıyan bir Türk kökenli Milletvekili; Cem Özdemir…
Öteden beri tartışılır durur. Gelen giden hükümetler
olayın “Tarihçiler tarafından değerlendirilmesi gerektiğini”
söyler
durur ama yabancılar bir türlü buna yanaşmaz. Türkiye tüm
belgeler
incelensin derken, Ermenistan buna yanaşmaz. Hatta Taşnak
Lideri
“Katliamı biz yaptık, iyi yapmadık” raporunu yazmasına
karşın buna
kendi yandaşlarını inandıramadığı gibi, hükümetimiz de konu
üzerine
durmasına rağmen sonuç alamadı.
Mehmet Perincek, genç bir tarihçi ve araştırmacı. Bu konu
üzerine ısrarla gitti ve Rusya’da yaptığı arşiv
çalışmalarında
yüzlerce belge bularak soykırımın Ermenilerce yapıldığını
belgelediği
halde yine bir sonuç alınamadı.
Bir yerde eksiğimiz var ama bunu da bulamadı
hükümetlerimiz. Konu ile ilgili tarihçilerimiz var: Yusuf
Hacaloğlu,
İlber Ortaylı, Erhan Afyonoğlu, Murat Bardakçı ve diğerleri…
Şu veya
bu tür düşünceler bir tarafa bırakılarak, Türk tarihçilerden
birkaç
ekip oluşturup, paneller, konferanslar vererek yabancı
devletlerin
siyasetçileri aydınlatılamadı, konunun tarihçilerin işi
olduğu kabul
ettirilemedi…
Ermeni katillerinin katliamları hiç durmadı ki… ASALA
Ermeni örgütü yakın zamanda esip gürlemedi mi. 42 Türk
hariciyecisini
katletmedi mi?
Ermeni soykırım olayı olarak adlandırılan olay 1915 de
yaşandı. Aslında olay çok daha önce başladı. Rusların
kışkırtmaları
ile yıllarca Türkler üzerine doğuda baskı kuruldu, Türkler
öldürüldü.
Hatta arka arkaya ayaklanmalar, başkaldırılar, isyanlar
meydana
getirdiler. Başkentin göbeğinde Osmanlı Bankası baskını
yaptılar…
Neyse konumuz Alman parlamentosunun aldığı karar. Şu Alman
milletinin ne kadar pespaye olduğu da bu kararla ortaya
çıktı.
Almanlar Osmanlı Devletinin yani Türklerin dostu bilinir. Bu
dostluktur ki, Osmanlı Devletini I. Dünya Savaşının içine
soktu. I.
Dünya Savaşına girilirken Türk Genel Kurmayındaki görevliler
kimdi?
Balkan Savaşları Osmanlı için hiç de iyi sonuç vermedi.
Birinci Balkan savaşı kaybedilirken, ikincisi kazanıldı ve
Edirne geri
alındı. Ancak bu savaşlarda ordunun başıbozukluğu dikkat
çekti.
Orduyu toparlamak ve güçlü kılmak amacı ile Almanlarla
anlaşma yapıldı
ve Türk Ordusunu ıslah etmek amacı ile ALMAN ASKERİ MİSYONU
KOMİSYONU
kuruldu (14.12.1913). Başkanlığına da Alman Müşir’i Liman
von Sanders getirildi. Bu komutan aynı zamanda I. Ordu
Komutanı
(1913-1915), 5. Ordu Komutanı (1915-1918), Yıldırım Orduları
Komutanı
(1918) olarak görev yaptı.
Türk Orduları Genel Kurmayı Birinci Başkanı da bir Türk
değil Alman’dı. Alman Generali Firtz Bronsart von
Schellendorf’du
(19144-1917).
Tamamını yazmaya gerek var mı? Bilmiyorum ama şunları
belirtmek yerinde olur. Türk Ordusunu islah etmek amacı ile
kurulan
askeri kurul 42 kişiden meydana geliyordu. Savaş süresince
bu sayı
70’şe ulaştı. Savaşın sonuna gelindiğinde ise Alman Subay
sayısı 800
‘ü bulmuştu. Bu misyon dışında 23 general, 10 amiral olmak
üzere 130,
donanmada 60, toplamda 190 Alman Subay’a görev verildi.
Osmanlı Ordusunda 1913-1918
tarihleri arasında Harbiye
Nazırı olarak Ahmet İzzet Paşa ile Enver Paşa görev
yapıyordu. Ne var
ki Ordu gücü ve yönetimi Almanların elindeydi…
Ermenilerin durmadan devam eden katliamları sonucunda
Hükümet Tehcir karanını verirken, yayınladığı tamimle,
Doğudaki
Ermenilerin korunaklı bir şekilde tespit edilen bölgelere
gönderilmesini istedi. Israrla da mallarına, paralarına
dokunulmamasını, hastaların, sağlıksız olanların
bakımlarının
yapılması, zararlarının karşılanması için gereken önlemlerin
alınmasını istedi… Tehcir (Zorunlu göç) böyle başladı… Ama
doğuda o
kadar büyük tahribat olmuştu ki, halkın inim inim inlediği,
binlerce
Türk’ün katledilerek toplu mezarlara gömüldüğü belgelendi.
Tehcir
sırasında göçen Ermenilere de saldırılar olmadı değil. Şöyle
veya
böyle… Hatta şekâvetin doğuda kol gezdiği o dönemde,
sükuneti ve
asayişi sağlamakla görevli birliklerin olayları önleyemediği
gerçeği
ortadadır
Tehcir tüm Ermeniler için değildi. İstanbul’daki,
İzmir’deki, Ankara’daki veya diğer şehirdeki Ermeniler’e
dokunulmadı
bile… Ancak Milli mücadele başlamadan Anadolu’nun çeşitli
şehirlerinden kendiliğinden göçenlerin olduğu da ortadadır.
Osmanlı sanatını, müziğini hatta harciyesini Ermenilere
teslim edecek kadar olgun davranırken, onlara “Evladı
Sadık’a” diyordu
(Yani Osmanlının sadık evladı). Ama maalesef içlerinde sadık
evlat
olarak hayatını ortaya koyarak Milli Mücadelenin başarısı
için savaş
verenler olduğu gibi karşı duranlarda oldu. Ama bunların
tamamı
unutuldu…
Unutulmayan sadece Tehcir olayı oldu. Yüz yıldan beri bu
olay pişirilip durur. Gündemden düşürülmez. Türkiye ne zaman
güçlü
iktidar ve hükümete sahip olur o zaman, bu olay hiç gündeme
taşınmaz.
Ne zaman iktidar zorla ayakta durur ya da uzun ömürlü olsa
da halkı
ile bütünleşemiyorsa, ülkede kaos oluyorsa, basın ve STK
ları yeteri
kadar etkinliğe sahip olamıyorsa, yabancı ülkelerle yeteri
kadar
diyalog kurulamıyorsa, yine yabancı ülkelerle dostluk
anlaşmaları
yerine krizler yaratılıyorsa; dün Osmanlı’ya “Hasta Adam”
diyenler,
Cumhuriyet döneminde de güçlü Türkiye’yi güç durumlara
düşürmek için
sinsi-açık ihanetlerine devam ediyorlar.
Ey tehciri soykırım kabul eden Almanlaşmış Türkler… Siz
soykırım oldu diye el kaldırırken her hangi bir bilgiye
sahip
miydiniz? Yoksa ağızdan dolma tüfek gibi elalemin oyuncağı
mısın? Sen
ne yaptığının farkında mısın? “Red” oyu için el kaldıran
Betine Kudla
kadar bile topunuzun değeri yok. Tarihten nasibini almamış,
Türk
olarak kalbine nur dolmamış zavallılar. Reziller,
utanmazlar. Cem
Özdemir denilen zavallı ve Türk düşmanı…
Alman parlamentosunda KABUL oyu kullanan Almanlar. Siz
haklısınız. Çünkü siz kapitalist/emperyalist bir ülkesiniz.
Sizin
geninizde menfaatten başka hiçbir şey yok. Siz taş
adamsınız. Sizde
yürek, sizde insaf, sizde hoşgörü, sizde insanlık, sizde
dostluk yok.
Siz de sadece kendi ve ülkenizin için menfaat anlayışınız
var. Kendi
menfaatiniz ve ülkenizin menfaati için tüm ülkelerin yer ile
yeksan
olmasını, ülkelerin batmasını, kişilerin ölmesini normal
karşılarsınız… Ama hiç olmaz ise geçmişinize sahip çıkın ve
bu karar
parlamentoya götürürken, bir adım ileri çıkıp dününüzü
düşünün…
Türk Genelkurmay Başkanı Alman Generali, diğer askeri
yetkililer Alman… Bu demektir ki, varsa eğer Ermeni
soykırımı bunu
yapan siz Almanlarsınız… Sizin ağa babalarınızdır. Eğer Türk
Hükümetinin aldığı önlemleri uygulamayı takip etseydiniz,
yapılanlara
izin vermeseydiniz, ne 515 bin Türk katliama uğrardı ve ne
de
Ermeniler kazaya kurban giderlerdi…
Aklımı kurcalıyor da yazmadan edemiyorum. O dönemden önce
Abdülhamit’in aşiret reislerine kurdurduğu Hamidiye Alayları
vardı. Her biri doğuda olagelecek olayları önlemek için
kurulmuştu.
Acaba tehcirde bu alay mensupları, keselerini doldurmak için
Ermenileri kırmış olmasın…
Türkiyemiz için her gün, bin bir türlü entrika
çevrilirken, ülkemizi yönetenlerin sadece BAŞKANLIK konusunu
gündemde
tutması, ülkemizin ne kadar zavallı durumda olduğunu
göstermiyor mu?
Anayasayı ve yasaları hiçe sayan üst düzey yöneticilerin
ve hükümetin duyarsızlığı akıl alacak gibi değil… Sadece
Büyükelçiyi
geri çekmekle iş bitiyorsa, Türkiye’de bitiyor demektir…
Koy Alman mallarına ambargoyu, duyarlı halkımız
kullanmasın Alman mallarını. Türkler çeksinler paralarını
Alman
bankalarından, Türkiye’de iş yapmalarına izin vermeyin,
düşünülsün
daha ne gibi önlemler alınabilir ve uygulanabilir diye olsun
bitsin…
Ama bu iş için KONUŞMAK değil, yürek ister yürek.
Yazan İbrahim Balcı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder