30 Mart 2018 Cuma

ŞEHİT’İN VASİYETİ


Şehit haberleri gelmeye devam ediyor. Gün geçmiyor ki birkaç güvenlik görevlisi (polis, asker, korucu) şehit edilmesin. PKK gemi azıya aldı her türlü rezilliği, barbarlığı yapıyor. HDP de çaresiz görünüyor. Dağdakilere, yani PKK canilerine sözünü geçiremiyor. Hükümete sözde ortak olmaları ve ülkeyi seçime götürmek için görev almaları da aldatıcı. İş olsun, torba dolsun diye bir görevlendirme.
            Ülkeyi seçime götürme amacı ile bile olsa HDP nin hükümete ortak olması bile PKK canilerini durdurmaya yetmedi… Saldırdıkça saldırıyorlar. Belli ki her geçen gün daha çok eylem yapacaklar. Bunların İmralı’yı da dinledikleri yok! Anlaşılan bu. Tek dinledikleri yer Irak dağlarında hüküm süren cani liderler; Karayılanlar, Bayıklar, Kalkanlar… Onların talimatı olmasa bu eylemleri kolay kolay yapamazlar…
            Çözüm süreci boyunca PKK lılar adeta sivilleştiler ve şehir içine inerek gerekli mevzileri tuttular. Silahlandılar, konumlarını sağlamlaştırdılar ve “Haydi” denildiği zaman da eyleme geçtiler…
            Hakkâri, Şirnak, Van, Urfa, Diyarbakır, Batman ve diğer yerleşim yerlerinde her gün olagelen terör olayları! Hastaya giden ekibe insafsızca saldırılması ve doktorun şehit  edilmesi. Onlarca aracın yakılması, işçilerin esir alınması, devriye gezen askerlere kurulan tuzaklar ve yakın mesafeden yapılan saldırılar; askerin nöbetçi kulübelerine ağır silahlara saldırı ve akan oluk gibi kan…
            Askerin yapacağı fazla bir şey yok! Sıkıyönetim ve olağanüstü hal ilan edilmemiş. Emir verecek makam valilik ya da kaymakamlık… İstihbarat zayıf, bilgi akışı olsa pek çok olay önlenir ama yok…
            Son bir ay içinde 70 ‘e yakın şehit… Elbette ki PKK lı militanlar üzerine de gidiliyor.  Hatta sınır ötesi harekette yapılıyor. Pek çok PKK canisi etkisiz hale getiriliyor ama beyin özürlü caniler yılmadan kan akıtmaya devam ediyorlar. Yazık… Hem kendilerine, hem de şehit ettikleri asker, polis, korucu ve sivil görevlilere yazık…
            Camileri silah deposu gibi kullanmak, okullara yığınak yapmak, iş makinelerini yakmak, yol keserek trafik kontrolü yapmak, araçları yakmak, karşı koyanı öldürmek olağan işlerden oldu… Hatta bazı belediyeler özerkliklerini ilan ettiler… Nasıl özerklikse…
            Acı haber bu sabah duyuldu, Mardin Dargeçit İlçesinde düzenlenen bir bombalı saldırıda dört polis şehit edildi. Yani ülke sathına ateş düştü. Dört ayrı şehirde, dört ayrı evde gözyaşı denizi oluştu… Analar babalar evlatsız, eşler kocasız, çocuklar babasız kaldı. Yürekleri yandı sevenlerinin…
            Polis Şehit’in cebinden vasiyeti çıktı. Sanal dünyada bu vasiyet dolaşıp duruyor. Polis memuru Adanalı Akif Hatunoğlu, cebinden çıkan vasiyetinde şöyle yazmış (Özet olarak): “Eğer bir gün yaban ellerde şehit düşersem hiçbir hükümet temsilcisi gelmesin cenazeme (Vali, milletvekili, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı)… Nedenini sormayın… Çünkü onlar uyuduğu için bunca şehit verildi. …. Allah’tan dileğim aileme ve ülkeme yaşattıkları acının binlerce mislini yaşasınlar…. … Hiçbir surette kızımı devlete emanet etmiyorum…..  Çıkıp kürsüde konuşmasınlar ‘emaneti emanetimizdir’ diye…. Benim zerre kadar güvenip yok bu hükümete, devlete…”
            İşte böyle diyor şehit polis memuru Akif Hatunoğlu vasiyetinde… Şehit polis memuru, hükümetten, devletten ümidi kesmiş, şehâdet şerbetini içeceği anı bekliyor…
            Polis, hükümetine ve devletine güvenmiyorsa vay ülkemizin haline...
04.09.2015     


Hiç yorum yok: