30 Mart 2018 Cuma

ŞEREF, HAYSİYET VE ONUR... ÜÇ KELİME DE HEMEN HEMEN AYNI KAPIYA ÇIKAR... AMA ŞEREFSİZ DENİLDİĞİNDE TEK KAPIYA VARILIR


             Şereften yoksun olanların çok fazla olduğu bir dönemde yaşıyoruz Öyle insanlar var ki şerefsizlikte birbirleriyle adeta yarışıyorlar... Bunlardan biri "Keşke Yunanistan savaşı kazansaydı" derken, bir diğeri "1924 yılında Çanakkale''de Bursa'da Camiler kerhane olarak kullanıldı" demek zavallılığında bulundu. Daha doğrusu şerefsizliğinde bulundu... Bir başka şerefsiz Atatürk'ün Çanakkale'de siperdeki resmini koyup montajla bira kutusunu yerleştiriyor ve Atatürk'ün "cephede iken bira içtiği" manşetini atıyor. A be şerefsiz, o dönemde EFES PİLSEN birası var mıydı? Sen kuş beyninle bu milleti kandıracağını mı zannediyorsun. Evet, sana inananlar olur ama Çanakkale'de, Bursa'da 1924 yılında Camiler Kerhane olarak kullanıldı diyen Yrd. Doç.Abdullah Akın ile "Keşke Yunanistan Savaşı kazansaydı" diyen onursuzun biri olan Kadir Mısırlıoğlu isimli Şerefsizler inanır... Bunların ardı arkası kesilmiyor bir bakıyorsunuz facebook da  Serap Albayrak (Reis) (sahte isim olabilir hatta konulan resim de sahte olabilir hatta Aktroll bile olabilir) şöyle diyor/yazıyor “Atatürk’ün sünnetsiz olduğunu hepimiz biliyoruz” behey sersem sana ne desem yakışır bilemem ama sormak isterim: Ne zaman bu mübarek adamla birlikte oldun ki sünnetsiz olduğunu biliyorsun?. Sen de utanmak, arlanmak yok mu? Hiç mi aile terbiyesi almadın? Hiç mi şerefin Ş harfinin yanından geçmedin. Seni yönlendirenlere “Ben şerefsizlik yapamam” diyebilmen o kadar zor mu? Yoksa bir korkunuz mu var?
            Hele şu ilahiyatçı olan ve Çanakkale Üniversitesinde görev yapan adama ne demeli!   Adı Yrd. Doç. Abdullah Akın! Bu adam Atatürk'ün koyduğu ilkeler doğrultusunda eğitim verildiği dönemde okulları bitirecek ve üniversite öğrenimini tamamlayacak, sonra da çeşitli sınavlardan geçerek Üniversitede öğretim görevlisi/üyesi olacaktır. Yani aydın insan olarak toplumu yönlendirecek, öğrencilerini aydınlık yarınlara taşıyacak bilgilerle öğrencilerini donatacak, ilahiyatçı olarak safsatalardan uzak, İslami ve insanı değerleri öne çıkararak örnek olacak yerde,    ülkenin milli değerine kin kusacaksın. İlahiyatçı olarak “öleni hayırla anın” prensibinden haberin yok mu? Ölenin arkasından iftira atanlar “Ölmüş anasının babasını etini yer” gibi kabul edilir prensibinden de mi haberin yok.Sen nasıl ilahiyatçısın?
           Atatürk’e olan kinini kendisine din yapan Yrd. Doç. Abdullah Akın, tarihçiler sana daha iyi yanıt verirler şüphesiz. Atatürk dönemi tarihçisi Sinan Meydan gereken yanıtı sana verdi. Ama sen de Sinan Meydan'ın söylediklerini anlayacak, algılayacak kafa ve beyin yok ki. Senin beynin de kalbin gibi müptezel.
            Düşünüyorum da galiba boşa yazıp duruyoruz. Zira eski başbakanımız bir konuşmasında “İki ayyaşın yaptığı yasa muteber oluyordu…” (Burada Atatürk ilme İnönü kast ediliyor) dedikten sonra, diğer kişiler elbette ki bu tip söylemlerden cesaret alarak, çok daha ağır söylemlerle hakaret etmeye devam edeceklerdir, ediyorlar da çok yazık.
            Unutmayalım ülkemizdeki yasalardan biri de ATATÜRK KORUMA YASASI’dır . Madem bu kadar yoğun Atatürk düşmanlığı yapılacak ve bu yasa hükümleri uygulanmayacak o zaman bu yasayı TBMM getirin de yeni bir yasa ile ortadan kaldırın. Bu yasayı ortadan kaldırın ki aleyhte konuşacaklar daha rahat yazıp çizsinler.

          Bir önerim de ATATÜRÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ’ne. Dernek yetkililerinin gerekeni yapması beklenir. Bu gibi insanların takibi ve yasal yollara başvurularak cezalandırılmaları yoluna gitmeleri gerekir.
          Önerim; Atatürkçü ve Cumhuriyet sevdalılarının bu adamları sanal yoldan twit ve yorumlarla, eleştirisel paylaşımlarla susturma yolunu tercih etmeleridir. Belki hata yaptıklarını anlarlar... İmana gelmezlerse de belki susmayı öğrenirler.

28.02.2018


Hiç yorum yok: