Profesyonel İstanbul Ligi yeni kurulmuştu. Bu ligde Sarıyer, Eyüp, Karagümrük, Anadolu, Yedikule, Hasköy, Taksim, Galata gibi semt kulüpleri yer alıyor, yaşlı hakemler düdük çalıyordu. Bu hakemlerin içinde Sulhi Garan, Rıfat Atakanı, Mustafa Güzkaya, Muvahhit Afir, Ömer Karadağ, Hilmi Ok, Cihat Ergün, Sedat Özselçuk, Muzaffer Tuncalp, Semih Zoroğlu, Faruk Talu gibi şöhretli hakemler vardı. Ancak içlerinde biri vardı ki Türk Spor Tarihine ismini İLAHİ DÜDÜK olarak unutulmamak üzere yazdırmayı bildi. Bu hakemin ismi Necdet Turkuantoz idi.
Necdet Turkuantoz öyle pek şöhretli hakem değildi. Hakem olarak çok ilerilere de gidemedi ama her zaman aranan ve hatırlanan hakem olmayı bildi. Bu hakemin her maçında unutulmayacak olaylar meydana geldi. Bunları yaratan da hep kendisi oldu. Durumu iyi niyeti ve esprileriyle kurtarmayı bildi. Sarıyer’in bir maçında orta hakem olarak görev yapıyordu. Sarıyer takım kaptanı Baba Kenan, sahada hakemden çok daha etkiliydi. Hakem, her itirazında Baba Kenan’ın lehinde düdük çalıyordu. Ama öyle bir an oldu ki çaldığı düdük Sarıyer aleyhine oldu. Ağır ve bir karardı. Olayı çok yanlış görmüş hatalı düdük çalmıştı. Olayın uzağında olan Baba Kenan’a söz kalmadan Oktay Ungan hakeme koşarak sordu “Hocam, yanlış düdük çaldınız, olur mu?” diye bağırdı. Hakem Necdet Turkuantoz gülerek “Bu düdük ilahi düdüktür, yanlış çalmaz” sözleri ile yanıt vererek, hem futbolcuları güldürdü ve hem de, çalınan bir düdükten sonra kararların değişmeyeceğini, çalınan düdüğe saygı duyulması gerektiğini ifade etmiş oldu. Gelelim günümüze:
Bugün Sarıyer Alanyaspor ile karşılaştı ve 1-1 berabere kaldı. Elli yıl sonra Sarıyer takımı yeni bir ilahi düdükle karşılaştı. Hakem Kayseri bölgesinden Ömer Faruk Ocak! Boylu postlu, gösterişli ve giyimi kuşamı yerinde bir hakem. Ama yönetimine gelince düşünmeden deriz ki: Bu kişi hakem değil resmen katildir! Eline aldığı ilahi düdüğü ne zaman çalınacağını bile bilmiyor. Papazlar belirli saatlerde bulundukları kilisenin çanlarını çalarlar. Kaç defa çalacağını ve nasıl çalacaklarını da bilirler. Ama Sarıyer-Alanya maçının hakemi düdüğünü nerede ve nasıl çalacağını bile bilmiyor. Aciz mi aciz!
Maçtaki tek olumlu hareketi Sarıyer lehine verilen penaltı ve son adam olarak penaltıyı yapan kaleciyi oyun dışı bırakmasıydı. Kırmızı kartı gösterdikten sonra ne oldu ise oldu, düdüğünün ilahi düdük olduğunu hatırladı. Penaltı atışı yapılırken saha içindeki kronometre 43. dakikayı gösteriyor. İtiş-kakış oldu. Atış yapıldı, top kalenin koluna çarpıp direkten döndü, atışı yapan kafa Göksel ikinci hamle ile kafayla golü yaptı ama hakem oyunu bitirdim anlayışıyla golü iptal etti. Düdük İlahi Düdük ya kararın değiştirilmesi imkanı da yok. İlk yarının bitmesine normal iki dakika varken, penaltıyı temdit penaltısı kabul edip ilk yarıyı bitirdi ve golü iptal etti. Maçın da içine etti! Maçın sonuna kadar hatalı kararlarla Sarıyerli futbolcuları çileden çıkardı., yöneticilere saç baş yoldurdu, taraftarları çıldırttı. Hele 90+5 oynanırken, rakip defansın yaptığı mutlak penaltılık pozisyonu es geçmesi akıl alacak gibi değildi. Elbetteki maç sonu taraftarın tepkisi ağır oldu.
Sarıyer’e gelince... Sezonun en kötü futbolunu oynadı. İlker Hocaya hastalık gelmiş her hafta değişik bir tertip sahaya sürüyor. Futbolcuların motivasyonu sıfır. Maçı sanki keyfe kader oynuyorlar. Orta alan diye bir şey yok. Bu hattan bir tek organize atak çıkmadı. Takımın gol adamı Göksel bir defa olsun pozisyona sokulamadı. Üstüne üstlük ilk defa kendine güvenerek oynayan Sercan’ın oyundan alınması da rezilliğin daniskası...
Maçın bir diğer yanı kalece Ethem’in harcanmasıydı. Domaralize olan bu futbolcu neden bu kadar kolay harcanır. Son altı maçta 12 gol yiyen Ethem, hele Göztepe maçında yediği dört golden sonra neden dinlendirilmez? Bir sporcuya bu kadar kötülük yapılır mı? Yılmaz’ı neden aldınız, Fikret’i neden aldınız, Süleyman ne güne duruyor. Ayıptır yazıktır! Ethem, taraftarın gösterdiği yoğun tepkiye layık değildir. Bu maçta Ethem’in ne hatası oldu ki? Yediği golü hangi kaleci kurtarabilirdi?
Ben futbolcuları yine de kutluyorum. Nedeni de duyduklarım: Futbolculara dört beş aydan beri her hangi bir ödeme yapılmıyormuş! Bu futbolcuların büyük çoğunluğu evli barklı ihtiyaçlarını nasıl karşılayacaklar. Hal böyle olursa, o futbolculardan çok şey beklenemez. Her şeye rağmen onurları ile çıkıyorlar, takımı yalnız bırakmıyorlar ve bir şeyler yapmak için çırpınıp duruyorlar.
Takım hala tehlikeli bölgenin içinde görünüyorsa da, düşme hattında o kadar çok takım var ki Sarıyer’e sıra gelmez! Ama yine de bir galibiyet ya da iki beraberlik çok şey ifade eder. Hadi Hayırlısı.
Yazan İbrahim BALCI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder