30 Ağustos 2011 Salı

ŞİMDİ SIRA SARIYER’DE

Sarıyer, arka arkaya ikinci maçını kazandı. Bu iyi bir gelişme. Bundan sonraki maçlarda da aynı başarıyı göstermelerini beklemek hakkımız. Çünkü, Sarıyer’i yenen her takım alıp başını gitti ve arka arkaya galibiyetlerle üst sıralara tırmandılar. Şimdi sıra Sarıyer’de! Artık sıraya koymalı ve kazanmaya devam etmelidir. Kendi sahasında oynayacağı Bugsaş ve Hacettepe maçları ile deplasmanda oynayacağı Mardin maçları kazanılamayacak maçlar değil! Bu takımların Sarıyer’den güç olarak asla fazla yanları yok. Bunu belirttikten sonra AMA der ve devam ederim:
Akçaabat Sebat maçını kazanmasına rağmen iyi futbol oynamadı. Karşısındaki takım çok zayıf bir ekip. Sahada ne yaptıklarını bile bilmiyorlar. Tüm düşünceleri duran toplarla sonuca gitmek. Yani, faul kazanacak, yandan ya da ortadan yapılacak frikik atışlarında uzun boylu adamları ile gole gitmek. Böyle olunca A. Sebat’ın işi çok zordu ve öyle oldu maçı kaybettiler.
Sarıyer, Alanya spor maçının mahmurluğu içinde göründü. “Alanya sporu yendik, A. Sebat’ı da yeneriz” düşüncesi ile sahaya çıkınca, oyun disiplininden uzaklaştılar ve kolay maçı zora soktular. Sarıyer ilk yarı rüzgârla beraber oynadı. Kendinden emin bir düşünce ile maçtan kopmadan oynadılar ama fazla etkili olamadılar. Bu devre kazanılan yedi kornerden yararlanamayan Sarıyer, 42. dakikada gelişen kombine bir akın sonunda golü bularak rahatladı.
İkinci yarıda rakibin bozulacağı, Sarıyer’in farka gideceği beklenirken aksi oldu ve her geçen dakika oyun disiplininden uzaklaşarak, rakibin baskısı altına girdi. Rakibin şuursuzca da olsa, baskılı oynadığı anlarda Ethem sahne aldı ve her biri bir diğerinden daha tehlikeli dört pozisyonda rakibe gol imkânı vermeyerek takımını galibiyete taşıdı.
Takımların başarısında yaşlı, deneyimle futbolcuların rolü çoktur. Kalite futbolcu maç kurtaran futbolcudur. Beklenmedik anda sahne alır ve attığı gollerle maçı alıp götürür. İşte Ethem bu görevi üstlendi ve üst üste kurtarışlarla takımını galibiyete taşıdı.
İlker Hoca, son dört hafta aynı takımı sahaya sürerek doğruyu gördü. Takım oturdu, uyum sağlandı, futbolcular birbirlerini tanımakla takım olma yoluna girmiş oldular.
Takımda direkt rakip kaleye giden futbolcu Göksel, bu maçta da aynı şeyleri yaptı. Yorulduğu kesin ama her maçta aynı dakikalarda dışarı alınması bence yanlış. Yerine kim giriyorsa onun görevini üstlenemiyor ve Sarıyer’in rakip kale üzerindeki etkinliği ortadan kalkıyor. Bu maçta da böyle oldu, yetmedi Mert oyundan alındı ve Sarıyer’in etkinliği bitti. Her maçta bu oyuncuların oyundan alınmaları değil, oyunda daha sağlıklı kalmaları sağlanmalı. Dündar’ın üzerinde durulmalı, oyundan alınmamalı ve devamlılığı sağlanmalı, ayakları yere basan, ne yapacağını bilen, gole yakın bir futbolcu. Kesinlikle kazanılması gerekir. Kısa boyluların yer aldığı Sarıyer defansında Sabri yerine oturdu, Serhat da görev adamı. Sarıyer’in derdi orta sahası. Burada nazım adam rolünü üstlenecek adam Tolga! İyi kumaş ama, kendine oynadıkça takımın oyunu bozuluyor. Topu çabuk çıkardıkça, iyi top yaptıkça takım toparlanıyor. Gole yakınlığı da iyi ama oyundan çabuk düşüyor, kısa zamanda toparlanması gerekir. Emrah Şahin iyi şeyler yaptı ama iyi şeyler değil, maç boyu iyi futbol oynaması ve takımı sırtlaması gerekir. Takımın en genci, daha agresif olmalı ve takımı ateşlemelidir. Her maçta ısrarla kendisine şans verilen H. Aytürk’ün takım oyununa katkısı hiç olmuyor. Bu kadar mücadele eden bir futbolcu takıma çok şeyler verebilmeli ama olmuyor, futbolu Sarıyer’e uymuyor. Sol bekte daha verimliydi.
İki galibiyet yönetimi aldatmamalı. Sarıyer’in eksiği çok. En azından üç dört futbolcu alınarak takım takviye edilmelidir. Bazı belirli isimlerin olduğu kesin, sonuçlandırılmalı ve ikinci yarı maçlarına öyle hazırlanılmalıdır.
Göztepe maçında tribünü dolduran seyircilerin bu maça ilgi göstermemesi maçın iş günü oynanmış olmasından kaynaklanmıştır. Sarıyer seyircisi takımını yalnız bırakmaz.
Sarıyer’in daha iyi futbol oynaması, daha iyi sonuçlar alarak daha iyi klasman derecesi yapması, maçlarını kendi sahasında oynaması ile olacaktır. Canla başla çalışmalarını devam ettiren yönetim kurulu, saha sorununu halletmeli ve hiç olmazsa ikinci yarı maçlarına YZÖ stadı hazır olmalı ve maçlarını burada oynamalıdır.
Unutmayalım futbol şeytan işidir, şeytanın küçüğü büyüğü olmaz. Bunu kabul etmeli ve uyanık bulunmalı, dikkatli hareket edilmelidir.

Hiç yorum yok: