Numan Uzun 1923 de Sarıyer’de doğdu. İlk Okulu Sarıyer’de Orta Okulu Emirgan’da, Liseyi Haydarpaşa’da okudu, İ.Ü. İktisat Fakültesi İkinci sınıfından ayrıldı ve iş hayatına atıldı. Koç Holding bünyesinde çeşitli görevler yaptı ve emekli oldu.
Numan Uzun, Sarıyer Spor Kulübü’nün kuruluş çalışmalarında bulunan gençlerden biri olarak ilk Sarıyer takımında futbol oynadı. Çok başarılı olunca Fenerbahçe’ye transfer oldu ve iki sezon F.Bahçe’de oynadıktan sonra tekrar Sarıyer’e döndü (1946). Futbolu 1951 de Sarıyer’de bırakmasına karşın, yine de lisansı devamlı vize ettirilerek önemli maçlar için hazır bekletildi ve bazı maçlarda 1953/54 sezonuna kadar oynadı/oynatıldı. Takım kaptanı olarak görev yaptı.
Sarıyer kulübünde 15 dönem yönetim kurulunda görev aldı. 14 dönem genel kaptanlık bir dönem de (1959/60) başkanlık yaptı.
Genç yaşta siyasete girdi. Sarıyer Demokrat Parti teşkilatında değişik görevlerde bulundu. 1960’daki 27 Mayıs İhtilalinde D.P. Sarıyer İlçe Başkanı olduğu için tutuklandı, yargılandı ve aklandı. Adalet Partisinin kurulması üzerine bu partide siyaset yapan Numan Uzun çok uzun yıllar bu partinin İstanbul İl Başkanı olarak görev yaptı. 1962-1969 yılları arasında iki dönem İl Genel Meclisi Üyeliği, 1973-1976 yılları arasında Belediye Meclisi Üyeliği görevlerinde bulunurken, hem İl Genel Meclisinde ve hem de Belediye Meclisinde Daimi Encümen Üyeliği görevlerinde bulundu. 1977-1980 yılları arasında İstanbul Milletvekili olarak parlamentoda yer alan Numan Uzun, milletvekilliğinden sonra özel teşebbüste yönetici olarak çalıştı.
Sarıyer’den ayrılan ve Kadıköy’ü kendisine mesken edinenlerden olan Numan Uzun, her zaman çok iyi bir Sarıyerli ve Sarıyerlilerin ağabeyi olarak anıldı, hatırlandı.
Saygılı, hatırnaz, iyi niyetli ve çok merhametli bir insan olan Numan Uzun hatadan dönmeyi bilen, karşısındaki kim olursa olsun ona haklısın diyebilen nadir kişilerden biridir. Sarıyer’den ne aile bağını ve nede gönül bağını asla koparmadı. Aradı, arandı! Sevdi, sevildi!
Benim yaştakilere örnek olan insanlardan biri olan Numan Uzun ile unutamayacağım bazı anılarım var. Bir ikisini yazmalıyım diye düşündüm:
Numan Uzun Demokrat Parti Sarıyer İlçe Başkanı idi. Ben de Cumhuriyet Halk Partisi Ocak yönetim kurulu üyesiydim. Başkanımız Nihat Adatepe idi, Zihni Atlaş da yönetimde idi. Sıkı yönetim vardı, siyasilere göz açtırılmıyordu. İsmet Paşa Mecliste yaptığı bir konuşmada Adnan Menderes ve DP. Milletvekillerine hitaben “Ben de sizi kurtaramam” demiş ve 12 celse toplantılara katılmama cezası almıştı. Yasaklanarak toplatılan Ulus gazetelerini almış al altında dağıtıyorduk. Yani yasaklara karşı geliyorduk. Polisler ve görevli askerler bizi arıyormuş! Ayrıca elimizde yayınlanması yasak bazı konuşmaların çoğaltılmış metinleri vardı. Sarıyer çarşısı içindeki köprünün üzerinde bizi gördü, hemen yanımıza gelerek “Kaçın, polisler, askerler sizi arıyor, alıp götürecekler” dedi. Numan Uzun, doğru insandı, yalan söylemezdi! Tabii ki inandık! Oysa biz onun partisine karşı mücadele veriyorduk! Kaçtık ve kurtulduk. Numan Uzun’un, bizim, yani Sarıyerlilerin polis tarafından hırpalanmasına gönlü razı olmamıştı.
Sarıyer takımının iki kalecisi sakatlanmıştı. Üç dört gün sonra oynayacakları lig maçı için kaleciye ihtiyaç vardı. Ben de Zümrütspor’da (Mahalle takımımız) oynuyordum. Sarıyer takım kaptanı Şükrü buldu beni ve “Sana Lisans çıkartacağız, Sarıyer’de oynayacaksın” dedi. Dünyalar benim oldu! Zira arkadaşlarım; İbrahim Pırnal, Dursunali Baran, M.Salih Büyükdurmuş, Aziz Termur, Yıldırım Erdinç Sarıyer’de oynuyorlardı. Şükrü ile beraber Numan Uzun’un evine gittik. Sabahın yedisi, Numan Uzun kapıdan çıkınca bizi gördü. Şükrü’ye “Ne var?” diye sordu. “İbrahim’e Lisans çı-karacağız sizin imzanız lazım” dedi. “Ya öyle mi?” diyen Numan Uzun eliyle işaret ederek beni yanına çağırdı, gittim; yanağıma usturuplu bir tokat atarak “Ne topu sen önce okulu bitir” diyerek kovaladı.
1953 yılı kasım veya aralık ayı idi. Kuma gitmiştik. Fırtına çıktığı için Garipçe önlerinden geri dönüp limana takamızı bağladık. Saat 06.30 sularıydı. Eve giderken Numan Uzun’u Sarıyer Camii önünde elinde koca bir çuvalla gördüm. O da beni gördü ve hareketlendi. “İbrahim gel” diyerek beni çağırdı. Ben ona kırgınım ya, gitmeyeceğim, gel de gitme! Gitmemek saygısızlık olduğu gibi büyük suçtu! Gitmemek olur mu? Koşarak yanına gittim. Aynen söyledikleri:
“Benim işim çıktı, bugün Vefa Stadında saat 12.00 de maç var gidemeyeceğim. Çuvalda formalar, şortlar, tozluklar, ayakkabılar var, küçük çantada da lisanslar! Al sana 2,5 (İki buçuk) lira 07.10 vapuru ile git. Eminönü’nden tramvaya bin Vefa stadına git. Baba Mesut’a lisanslardı ver!” Elime bir de kağıt tutuşturdu; “Bu da takım, bu takımı çıkarsın sahaya” dedi.
Tabii itiraz etmeye imkan yok, düştüm yollara. 07.10 vapuru ile Eminönü’ne gittim. Paraya kıyamadığım için çuvalı sırtladığım gibi yaya olarak Vefa Stadına gittim: Baba Mesut’u kapıda bekler gördüm. “Geç kaldın” dediği zaman, benim paraya tamah ettiğim için yaya geldiğimi anlamıştı. Hemen soyunma odasında formaları astım. Takımı Mesut Ağabeye vermiştim. “Bırak formaları gel” dedi. Yanına gittim. “Bu gün idareci sensin, ben de oynuyorum, takımı sen oku” dedi. Ürktüm, korktum, heyecandan dilim tutuldu. Ama beni yatıştırdı ve “Ben de oynuyorum, bir idareci gerekiyor o da sensin” dedi. Takımı okudum, futbolcular giyindi, maçımız Topkapı ile idi. Oynadık ve 2-1 kazandık. Bu benim ilk deneyimim olacakmış meğer! Çok geçmedi sadece beş altı yıl Sarıyer S.K. de yönetici oldum. Numan Uzun da başkanımızdı. Bilahare defalarca aynı yönetim kurullarında görev aldık, birlikte çalıştık.
Benim, Sami Canel’in, Baba Kenan’ın, Ayhan Erman’ın kulüp yöneticisi olarak yetişmemizde çok emeği geçenlerden biriydi Numan Uzun! 24.10.2008 günü sabahı Numan Uzun’u kaybettiğimiz haberini aldım. Hasta olduğunu biliyordum. Üzüldüm. Üzülmekle kalsak iyi! Bir de eşe dosta Ölüm haberini vermekte bana düştü.
Numan Ağabey Sarıyer Spor Kulübü ile üyesi olduğu Fenerbahçe S.K. nünde de Divan Kurulu üyesiydi. Ayrıca siyasi yaşamı nedeni ile pek çok dernekte üye bulunuyordu.
Sarıyer’in; Selahattin Yarar, Fikret Canlı, Numan Uzun ve Celal Demir’den oluşan dört ayaklı dev masasının ikinci ayağı da kayıp gitti. Diğer iki büyüğe Celal Demir ve Fikret Canlı’ya uzun ömürler dilemekten başka ne diyebiliriz ki!
Bir büyük Sarıyerliyi, bir büyük yüreği, iyilik sever bir ağabeyi, onuru ile yaşamış ve onur savaşında daime galip gelmiş bir insanı kaybetmenin üzüntüsü içinde NUMAN UZUN ağabeye Allah Rahmet etsin diyor, ailesine ve Sarıyer Spor Kulübü ile Fenerbahçe Camiasına da başınız sağ olsun diyorum.
NUR İÇİNDE YAT NUMAN AĞABEY!
İbrahim BALCI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder